DİĞER
"Görünüşe bakılırsa, bu topluluk içinde herkes tekil özerkliğini korumak ve durumdan vazife değil, –çıkarabilecek gücü kaldıysa– neşe çıkarmak niyetinde. Üstelik Spinoza hakkındaki yorumlarımız bile çok farklı; birlikteliğimizi sözde doğrular, sonsuz hakikatler üstüne değil, farklılıklarımız üstüne oturtuyor ve örgüt sözcüğüne verilen anlamda örgütlenmiyoruz."
K24'te Ağustos ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Mavi Anadolu içinde Azra Erhat’ı Balıkçı’dan ziyade Eyüboğlu’na yaklaştıran bir özellik, püritanizme varan ölçüde didaktikliğidir. Erhat, kitaplarını bir öğretmen edasıyla yazdığı gibi, okurunu da çok zaman öğrenci yerine koyar. Çalışkan öğrenci-titiz öğretmen ısrarı onda derin bir ahlakçılığa yol açar."
"Bugün Türkiye’de yaşanan onca adaletsizlik ve hukuksuzlukta, böylesi korkunç bir savaşa gösterilen kayıtsızlıkta, savaşın korkunç yüzünü tüm çıplaklığıyla ortaya koymayan yazarların, gazetecilerin, bu yazıları yayınlamayan medya kuruluşlarının, bu korkunç savaşa ilişkin eserleri basmayan yayınevlerinin büyük günahı var."
Zülfü Livaneli: "Bu romanda dengeyi kaçırmamaya çalıştım. Az ve öz bir anlatım olmasına gayret ettim. Yazdığım bazı bölümleri sonradan çıkardım. Bir de anlatıyla arama mesafe koymaya uğraştım. Zaten konu ağır, dram halindeki insanı anlatıyorum; bir de duygusallık katsam melodram olurdu."
Doğada Oyun ve Sanat Kampları’nda sanatçı ve sanat eğitmenleri Yasemin Erdin Tavukçu, Yeşim Tezgören ve Zeynep Cin çocukların oynayarak, çizerek, şarkı söyleyerek, dans ederek, bitkilere dokunarak, ağaçlara sarılarak doğaya, kendi doğalarına yakınlaşmalarına vesile oluyorlar. Pandemi sebebiyle ara verdikleri kamplarının muhteviyatını ve çocukların kendilerine sağlanan özgür ifade alanlarıyla nasıl da sağlıklı yetişkinliklere adım atabileceklerini konuştuk.
Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın 1939'da çağımızın bir eleştirisi olarak kaleme aldığı unutulmuş öyküleri, daha doğrusu aynı öykünün iki ayrı versiyonu: “Otomatik Adamlar Fabrikasında Bir Saat" ve "İnsan Kralı"...
Selim İleri: Bir fanusun içindeyim, doğru fakat hiçbir şekilde koruma altında olduğumu söyleyemem. Hiçbirimiz söyleyemeyiz...
Saray sanatçılarının soluk resmi, hidayet romanlarındaki değişim, TRT 2, hayaller, dindar nesil, çocuk kitapları, değişen Türk dizileri, ihtiraslar, bienaller, festivaller ve kültürel iktidar...
Kültürel iktidar ancak kendi bahçenden çıkabilecek gücü bulduğunda etkisini göstermeye başlar; başka bahçelerdeki birikime kucak açarak, bundan mutluluk ve gurur duyarak…
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.